top of page

Stres ve Tükenmişlik

Modern hayat çoğu zaman hız, rekabet ve beklentilerle dolu. Bir yandan iş, sorumluluklar, ilişkiler… diğer yandan “her şeye yetebilme” çabası. Bu tempo uzun süre devam ettiğinde beden ve zihin alarm verir: odaklanmak zorlaşır, uyku bozulur, keyif veren şeyler bile anlamsızlaşır. Bu noktada kişi yalnızca yorgun değil, tükenmiş hisseder. Stres, belirli düzeyde yaşamın doğal ve hatta motive edici bir parçasıdır. Ancak kronikleştiğinde, kişi sürekli “savaş ya da kaç” modunda yaşar; bedeni dinlenemez, zihni durmaz.


Tükenmişlik ise genellikle uzun süreli stresin sonucu olarak ortaya çıkar; içsel boşluk, motivasyon kaybı, duygusal donukluk ve “artık yapamıyorum” hissiyle kendini gösterir.

Terapide amaç, kişiyi sadece dinlendirmek değil; onu tüketen kalıpları anlamaktır.
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), stresin altında yatan düşünce kalıplarını fark etmeye ve gerçekçi yeniden çerçevelemeler yapmaya yardımcı olur.
Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT) ise kişinin kontrol edemediklerini kabullenip, enerjisini kendi değerlerine uygun alanlara yönlendirmesini destekler.

Tükenmişlik, zayıflığın değil, fazla güçlü olmanın uzun vadeli bedelidir.
İyileşme; durabilmeyi, sınır koyabilmeyi ve kendi ihtiyaçlarını yeniden duymayı öğrenmekle başlar.

​Stres ve tükenmişlik terapilerinde hedef, “daha çok dayanmak” değil; yaşam dengesini yeniden kurmak ve sürdürülebilir bir iç huzur geliştirmektir.

bottom of page