top of page

Depresyon ve Duygudurum Bozuklukları

Zaman zaman üzgün, yorgun veya isteksiz hissetmek insan olmanın doğal bir parçasıdır. Ancak bu durum haftalar, hatta aylar boyunca sürüyor; kişi eskiden keyif aldığı şeylere ilgi duymuyor, motivasyon kaybı yaşıyor ve yaşamın anlamı silikleşiyorsa, bu tablo depresyon olarak tanımlanabilir.

Depresyon, yalnızca “üzülmek” değildir. Zihin, beden ve duyguların bir bütün olarak yavaşlamasıdır. Kimi zaman yoğun suçluluk, değersizlik, umutsuzluk; kimi zaman da hiçbir şey hissedememe hali eşlik eder. Uyku ve iştah değişiklikleri, odaklanma güçlüğü, sosyal geri çekilme sık görülür.

Depresyonun nedenleri çok katmanlıdır: biyolojik yatkınlıklar, geçmiş travmalar, uzun süreli stres, ilişkisel kırılmalar veya bastırılmış duygular bu tabloyu besleyebilir.

Terapide amaç, bu karanlığı “geçsin” diye zorlamak değil; onun ne anlatmak istediğini birlikte keşfetmektir.


Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), kişinin olumsuz düşünce kalıplarını fark edip dönüştürmesine yardımcı olurken,
Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT), acı veren duygularla savaşmak yerine onlara yer açmayı ve kişinin değerleri doğrultusunda yaşamını yeniden şekillendirmesini destekler.

Depresyon bir eksiklik değil, uzun süredir bastırılmış bir çağrıdır.
Ve iyileşme, o çağrıyı nihayet duyabildiğimiz anda başlar.

Duygudurum bozuklukları yalnızca depresyonla sınırlı değildir; bipolar bozukluk, distimi ve mevsimsel depresyon gibi farklı biçimlerde de görülebilir.

bottom of page